Blog

Karaciğer Kanseri

Karaciğer kanserinin gelişiminde belirtilerin açık olmadığı ve gelişim gösterdiği görülmüştür. Bu noktada tedavi planlaması da geç oluşturulmaktadır. Bu sebepten dolayı da karaciğer kanserinde de erken teşhis konulması önemli bir noktadır. Hastalığın ilerlemesiyle bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bunlar arasında iştah kaybı, kilo kaybı, sıvı birikimi, halsizlik, karın şişliği, sarılık yer almaktadır. Tedavi sürecinde ise karaciğer nakli ya da kanserli hücrelerin temizlenmesi gibi işlemler yapılmaktadır. Bu makalede karaciğer kanserine ait tanımdan, ortaya çıkan belirtilerden, neden oluştuğundan ve tedavi sürecinden bahsedilecektir.

Karaciğer kanseri nedir?

İnsan vücudunun önemli görevlerini yapan organlardan bir tanesi de karaciğerimizdir. Karaciğerin sağlıklı hücrelerinin birtakım değişikliklerden geçip kontrolsüz bir şekilde çoğalmasına karaciğer kanseri denilir. Bu noktada eğer karaciğer hücresinden gelen kanserli hücreler mevcut ise buna primer karaciğer kanseri ismi verilir. Bir diğer ismi ile hepatosellüler karsinom olarak anılmaktadır. Bu kanser çeşidi yaşamsal bir risk taşıyan ve sık olarak karşılaşılan bir tümör çeşididir. Eğer sağlıklı bir karaciğere sahipseniz kansere yakalanma ihtimaliniz de bu denli düşük olmaktadır. Spesifik olarak karaciğerle ilgili rahatsızlığı olan bireyler, siroz ya da siroz olmaya yatkın kişiler için risk daha yüksektir. Görülme sıklığı dünyada da fazla olan kanserlerden birisi olan karaciğer kanserinde erken tespitin yapılması tedavi süreci için çok önemlidir. Genellikle cerrahi tedavi yapılmaktadır. Bu işlemdeki amaç kanserli hücrelerin çıkarılmasıdır. Ancak karaciğerin işlevinin fonksiyonel olarak azalmasından ötürü bazı durumlarda tümörlü kısmın çıkarılması zor olmaktadır. Bu noktada karaciğer nakli önemli bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Karaciğer kanseri belirtileri nelerdir?

Genelde erken safhada gösterdiği belirtiler kendine özgü olmayan bu kanser türünde tanının konulması durumunda kanser ilerlemiş olabilmektedir. Karşılaşılan belirtiler arasında iştahsızlık, kilo kaybı, çabuk yorulma, halsizlik, karında sıvı birikimi ve sarılık gibi bulgular yer alır. Bununla beraber karnın sağ üst tarafında ağrı oluşabilir. Kanserin temelinde kronik bazı sorunlar bulunduğundan ötürü ve bu rahatsızlıkların da benzer bulgulara sahip olmasından dolayı birtakım karışıklıklar yaşanabilmektedir. Dünya üzerinde çok sık rastlanılan karaciğer kanseri ülkemizde de siroz tabanlı olarak çokça karşılaşıldığı söylenebilir. Sirozlu bireylere ya da siroza yatkın hastalara, kronik hepatit hastalığına sahip hastalara belirli zamanlarda sağlık taramaları yaptırmaları gerekmektedir. Bu noktada taramalar takip edilmeli ve özenli olunmalıdır.

Karaciğer kanseri belirtileri:

  • İştahsızlık
  • Nedeni belli olmayan kilo kaybı
  • Çabuk yorulma ve halsizlik
  • Karında sıvı birikmesi
  • Ciltte ve gözlerde sararma
  • Üst karın bölgesinde rahatsızlık hissi

Karaciğer kanseri neden oluşur?

Hepatit B,C, ve D virüsü kaynaklı enfeksiyonlar, siroz, nitrit gibi kimyasal maddeler, genetik konjenital metabolik hastalıklar, aflatoksin, hemokromatozis, Wilson hastalığı ve glikojen depo hastalığı gibi faktörler karaciğer kanserinin oluşmasına zemin hazırlarlar. İnsan vücudunda büyük öneme sahip olan organımız karaciğer tüm sistemleri etkilemekle kalmayıp kan deposu ve savunma sisteminin önemli bir elemanı olarak görev yapar. Karaciğer kanserinde hepatit virüsü taşıyan bireyler yüksek risk grubunda görülmektedir. Karaciğer kanserinde erken tanı koymanın zor olduğunu ve bulgularının teşhis yapacak yeterlilikte olmadığından bahsetmiştik. Siroz hastalığı karaciğer hücrelerinin hepatit, bağışıklık sistemi problemleri ve alkol gibi sebeplerden dolayı zarar görmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Hepatit B ve C ile enfekte olan bireylerde risk altında bulunmayan bireylere göre karaciğer kanseri geliştirme riski çok daha yüksektir. Hepatit B için aşılama bulunmaktadır ve önlenebilir bir enfeksiyondur. Hepatit C’de ise durum biraz farklı olmakla beraber günümüzde geliştirilen tedavilerle olumlu neticeler alınabilmektedir. Obezite hastalığı da karaciğer yağlanmasını ve siroz hastalığını tetikleyebildiği için risk grubu içerisinde bulunur.

Karaciğer kanserinin teşhisi nasıl konulur?

Erken safhada belirtileri çok göz önünde olmayan karaciğer kanserinin ilerlemesi sonucunda kilo kaybı, sıvı birikmesi, iştahta azalma, sürekli halsiz hissetme, karında görülen şişlik, sarılık gibi bulgular ortaya çıkabilir. Bu şekilde şikayetleri bulunan bireylerin en kısa sürede bir hekime başvurmaları elzemdir. Günümüzdeki teknolojik gelişmelerle beraber karaciğerin bütün hareketlerini ve gelişimini incelemek mümkündür. Spesifik olarak risk kategorisinde yer alan bireylerin uygulanması zor olmayan bir yöntem olan ultrason ile gerekli kontrollerini yaptırmalıdırlar. Tanı sürecinde ise kesin sonuçlar elde edilmesi için manyetik rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi (BT), anjiyografi gibi başka metotlara da başvurulabilir. Dolaşım sistemi üstünden bazı tümör belirteçleri kana uygulanabilir. Örnek verecek olursak alfa feto protein (AFP) marker olarak kullanılabilmektedir ve bu testin neticesine göre analizler yapılabilmektedir. Yine bazı vakalarda kullanılan tanı yöntemlerinden birisi iğne biyopsisidir. Genel olarak seyrek uygulanan bu yöntem için uzman hekimler tarafından gerekli gözlemler yapıldıktan sonra karar verilir.

Karaciğer Kanseri Nasıl Tedavi Edilmektedir?

Tedavi sürecinde umulanı alamayan yani tedaviye yanıt vermeyen bireylerde sonuç olumsuz olarak istatistiklere yansımaktadır. En çok tercih edilen yöntemlerden ilki tümörün ameliyatla alınmasıdır. Cerrahi işlemin yapılabilmesi için bazı unsurlar göz önüne alınır. Bunlar tümörün evresi ve metastaz durumudur. Bunun dışında karaciğerde farklı hastalıkların olması da tedavi sürecini etkiler. Eğer vücudun farklı bölgelerine metastaz durumu varsa işlem birey bazlı olarak değerlendirmeye alınır. Ameliyatta işlemin başarılı olma durumu tümörün boyutuna da bağlıdır. Tümör çapı 5 santimetreden daha küçük olanlarda, 5 santimetreden daha büyük olanlara göre sağkalım daha fazla olmaktadır. Cerrahi yapılamayan bireylerde ise uzmanlar tarafından değerlendirilme yapılarak kemoembolizasyon, radyoembolizasyon, kemoterapi, alkol enjeksiyonu ya da radyofrekans ablasyonu gibi işlemler tercih edilebilir. Bazı durumlarda bu yöntemler cerrahi ile beraber uygulanır. Ameliyat durumundaki bir diğer önemli nokta ise operasyon sonrası çıkarılan kısım harici kalan karaciğerin işlevlerini fonksiyonel olarak yapabiliyor olması mühimdir. Eğer kitle istenmeyen özelliklere sahipse optimal tedavi nakil olmaktadır. Nakil sonrası kanserin nüks etme sıklığı düşüktür.

Karaciğer Ablasyonu

Yakma tedavisi anlamına gelen ablasyonda lezyon büyüklüğü ve sayısı dikkate alınarak belirli kurallar çerçevesinde tedavi süreci uygulanır. Bu tedavi farklı enerji kaynakları yardımı ile yapılır. Uzun yıllar süregelen uygulamada temel tedavi yöntemleri termal yani ısıya bağlı veya non termal ısıya bağlı olmayan şeklinde iki kategoriye ayrılabilir.

Başlıca yöntemler;

  • Perkütan etanol enjeksiyonu, termal olmayan teknik – lezyon içine iğne ile girilip alkol enjekte edilir.(Bu metodun kullanımı günümüzde azalmıştır.)
  • Radyofrekans ablasyon, yüksek ısı ile ablasyon
  • Mikrodalga ablasyon, yüksek ısı ile ablasyon
  • Kriyoablasyon, dondurarak ablasyon
  • HIFU, yüksek yoğunluklu, odaklanmış, ses dalgaları ile ablasyon
  • IRE, geri dönüşümsüz elektrik enerjisi ile ablasyon

Karaciğer tümörlerinin tedavi yöntemlerinden günümüze dek en sık uygulanan teknik radyofrekans ablasyon olmakla birlikte son zamanlarda mikrodalga ablasyon metodunun tercih edilmesinde de önemli bir artış saptanmıştır.

Radyofrekans ablasyon

İğne ile tümör dokusu içerisine aktarılan akımın ısı enerjisine dönüşerek tümörün yok edilmesi işlemine radyofrekans (RF) ablasyon metodu denilmektedir. Bu tedavide de bazı kısıtlamalar ve riskler barınmaktadır. Termal iletimle yapılan bu yöntemde kuruma ve yanma görülebilir. İşlemin uygulanacağı alana yakın damarların yer alması durumunda etkinlik azalır. Bu noktada ısı düzeyi azaltılır ve işlem süresinin uzaması söz konusu olur. Topraklama pedlerinin kullanılması elzem olup kullanılmadığı düzeyde radyofrekans ablasyon cilt yanıklarına neden olmaktadır.

Mikrodalga ablasyon

Termal tedavi yöntemlerinden bir diğeri de mikrodalga ablasyonudur. Karaciğer tümörlerinde oldukça sık bir şekilde uygulanabilir. Günümüzde karaciğer tümörlerine bu yöntem ile ülkemizde de işlem yapılmaktadır. Mikrodalga ablasyon direkt ciltte (perkütan) ve laparoskopik olarak uygulanabildiği gibi açık cerrahi işlemlerde de uygulanmaktadır. Bu yöntemin uygulanmasında MWA adı verilen iğneler ve jeneratörler kullanılmaktadır. İşlem öncesi yakılması planlanan bölge hekim tarafından saptanır. Bu boyuta göre değerler ayarlanmaktadır. Temel olarak doku içerisindeki su moleküllerine uygulanan enerji ile molekülleri hızlandırıp birbirleriyle çarpışması sonucunda meydana gelen kinetik enerjinin ısı enerjisine transferi temeline dayanır.

Radyocerrahi

Sistemik veya lokal ablatif tedavilere yanıt vermeyen bireylerde uygulanabilir.

Karaciğer Kanseri Nasıl Önlenir?

Şu ana kadar okuduğunuz bölümde birçok faktör üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte hepatit virüsleri de karaciğer kanserine neden olabilecek bir faktördür. Kansere yakalanmayı önlemek için hepatit virüslerinden de korunmak oldukça elzemdir. Aşılanması bulunan hepatit türü olan Hepatit B virüsüne karşı aşılanma zamanı geçmeden uygulanmalıdır. Beden içerisinde büyük hasarlara neden olan alkol tüketimi de sirozun bir sebebidir. Bundan  dolayı karaciğer sağlığı göz önüne alınarak alkol tüketiminden uzak durmak önemlidir. Düzenli ve sağlıklı bir beslenme sağlığınızın olması da diyabet ve obezite riskini azaltacaktır. Beraberinde oluşabilecek karaciğer yağlanması ve kanser riski de bu sayede minimal bir düzeyde tutulacaktır. Ek olarak aktif bir spor yaşantınızın olması da hem karaciğer sağlığı hem de genel vücut sağlığınız açısından oldukça faydalı olacaktır.

Karaciğer insan bedeninde önemli işler yapan bir organdır. Bu sebepten ötürü bakımına da özen gösterilmelidir. Eğer paylaşılan belirtileri kendinizle eşleştiriyorsanız kişiye özel tedavilerin ve son teknolojinin, uygulandığı merkezlere başvurmalısınız. Günümüzde artık “one size fits all” yani herkese “ya tutarsa” mantığı ile herkese aynı tedavilerin uygulandığı protokoller yerine size ve hastalığınıza özel tedavilerin uygulanması gerekmektedir. Bu yaklaşım, hem tedavi başarınızı hem de tedaviler sonrası hayat kalitenizi artıracaktır.

Karaciğer kanserinin belirtilerini net göstermemesi veya geç ortaya çıkmasından ötürü düzenli olarak sağlık taramaları gerçekleştirmek de yaşam açısından önem teşkil etmektedir. Yapılacak basit kan testleri ve ultrason sizin için hayat kurtarıcı olabilir. Kliniğimizde karaciğer kanseri ve diğer hastalıklar konusundaki süreci öğrenmek için iletişim sayfasından ya da 507 814 55 76 numaralı telefonu arayarak bilgi alabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu